Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin Açılması
Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin Kurulması
TBMM’nin Açılış Amaçları:
1.Milli iradeyi egemen kılmak
2.Ulusal güçleri bir arada tutmak
3.Bağımsızlığı sağlamak
4.Bağımsızlı ve egemenliği sağlayacak otorite ve gücü oluşturmak
TBMM’ye öncelikle, işgal dolayısıyla İstanbul’dan kaçıp gelen mebuslar kabul edilerek; meclis Meclis-i Meb’usan’ın devamı gibi gösterilmiştir.
Mustafa Kemal’in Meclisin Çalışma Şartlarını Belirlemek İçin Meclise Sunduğu Öneri:
1.TBMM’nin fevkinde hiç bir güç yoktur.
Açıklama:
1.TBMM bütün güçlerin üzerinde kabul edilmiştir.
2.İstanbul’daki otorite meclis otoritesinin altında kabul edilmiştir.
2.Hükümet kurmak gereklidir.
Açıklama:
1.Bu madde meclisin kuruculuk yönünü gösterir
3.Geçici olduğu bildirilerek bir hükümet başkanı tanımak; ya da padişah vekili çıkarmak doğru de-ğildir.
Açıklama:
1.Bu madde açılan meclisin daimi olduğunu vurgulamaktadır.
4.Mecliste yoğunlaşan ulusal iradenin yurdun alın yazısına doğrudan doğruya el koymasını kabul et-mek temel ilkedir.
5.Yasama ve yürütme TBMM’ye aittir.
Açıklama:
1.18 Eylül 1920’de kurulan İstiklal Mahkemelerinin üyeleri de milletvekillerinden oluştuğundan dolayı yargı da meclisin eline geçmiştir.
2.Yasam, yürütme ve yargının mecliste toplanmasına güçler birliği ilkesi denilir.
3.Güçler birliği ilkesi olağan üstü durumdan dolayı kabul edilmiştir. Hızlı karar alınıp; alınan kararların hızlı uygulanması amaçlanmıştır.
4.Güçler birliği ilkesi demokrasiye uygun değildir. Demokrasiye uygun olan kuvvetler ayrılığı ilkesi 1961 Anayasası ile kabul edilmiştir.
6.Meclisten seçilecek bir kurul meclis adına hükümet işlerine bakar. Oluşturulan bu İcra Vekilleri Heyetinin başkanı meclisin de başkanıdır.
Açıklama:
1.Kurulan bu sisteme meclis hükümeti sistemi denilir. Bu sistemde bakanlar meclisten tek tek seçilir.
2.Meclis hükümeti sisteminde hükümet üyeleri meclisten tek tek seçildiğinden dolayı hükümetin kurulması gecikir; dolayısıyla da yürütme olumsuz etkilenirdi.
3.Meclis hükümeti sistemi cumhuriyet ilan edilene kadar devam etmiştir.
4.Saltanat devam ettiğinden dolayı devlet başkanlığı kurumu oluşturulamamıştır. Meclis başkanlığı ile hükümet başkanlığı aynı kişide toplanmıştır.
7.Padişah ve halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman, meclisin düzenleyeceği yasal ilkeler doğrultusunda yerini alır.
Açıklama:
1.Birliğe ihtiyaç duyulan bu dönemde padişahlık ve halifelik kurumunun açıkça karşısına geçilmemiştir.
2.Bu madde ileride saltanat ve halifeliğin kaldırılabileceğini göstermektedir. Çünkü padişah ve halifenin durumunu meclisin belirleyeceği dile getirilmiştir.
Not: Bu önerge Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilene kadar meclisin çalışma şartlarını belirlemiştir.
TBMM’nin Açılmasının Önemi:
1.Milli egemenlik ilkesi kurumlaştı
2.Halkçı, ulusçu ve demokratik bir Türk devleti oluştu
3.Temsil heyetinin görevi sona erdi
4.Ulusal örgütlenme tamamlandı
TBMM’nin Özellikleri:
1.İhtilalcidir; İstanbul’daki otoriteye rağmen meclis açılmış, yeni bir devlet oluşturulup; hıyanet-i vataniye gibi kanunlar çıkarılmıştır.
2.Kurucudur; yeni bir hükümet ve yeni bir devlet ortaya çıkarılmış; bir devlet için gerekli olan kanunlar ve anayasa hazırlanmıştır.
3.Halkçı, demokratik ve ulusçudur.
4.Milli egemenlik ilkesi temel ilkedir.
5.Güçler birliği ilkesi kabul edilmiştir
6.İstiklal mahkemelerini kurmakla yargı gücünü ortaya koymuştur.
7.Kurtarıcı bir meclistir.
8.Meclis hükümeti sistemi kabul edilmiştir.
9.İlk meclisteki vekiller arasında fikir birliği yoktur. Misak-ı Milli (bağımsızlık) birleştikleri tek fikirdir. Meclisin bu özelliğinden dolayı da bu meclis inkılâpları yapmaya uygun değildir. Saltanatı kaldırması, bu meclisin inkılâpçı olduğunu göstermez. Çünkü saltanatın kaldırılması Lozan öncesinin olağan üstü durumundan kaynaklanmıştır.
10.İlk ilişkilerini Rusya ile kurdu ve ilk elçisini Rusya’ya gönderdi.
11.30 Nisan 1920’de varlığını dünya devletlerine duyurdu.
TBMM’nin Otoritesini Artırma Çalışmaları:
1.İstanbul hükümetinin çalışmaları yok sayıldı
2.Otoriteyi artırıcı tedbirler alındı
3.Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı
4.İstiklal mahkemeleri kuruldu
5.İsyanlar bastırıldı
6.Anayasa ilan edildi
TBMM’nin Birliği Sağlama ve Devam Ettirme Çalışmaları:
1.Devrimler savaş sonrasına bırakıldı
2.Meclis-i Meb’usan’ın üyeleri TBMM’ye kabul edildi
3.Kurulan devletin yeni bir cumhuriyet olduğu açıkça ifade edilmedi
4.Güçler birliği ilkesi kabul edildi
5.Padişah ve halifeye karşı, savaş bitene kadar açıkça tavır takınılmadı
I. Meclis 23 Nisan 1920 ile 1 Nisan 1923 tarihleri arasında çalışmıştır.
11 Ağustos 1923’de ise II. Meclis çalışmalarına başlamıştır.
Yeni Türk Devleti’nin İlk Anayasası (20 Ocak 1921)
Anayasa: Bir devletin en temel kanunudur.
Devletin yönetim şeklini, hak ve sorumlukları tespit eder.
Teşkilat-ı Esasiye Kanunu
Teşkilat-ı Esasiye’nin Yapısı:
1.Gerekli görüldüğünde Kânun-i Esâsi’nin uygulanması uygun görülmüştür.
2.Yasama, yürütme ve yargı meclise aittir.
3.Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
4.TBMM süre dolmadan seçimleri yenileyebilir.
5.Savaşa ve barışa TBMM karar verir.
6.Şer’i hükümlerin yürürlüğünü TBMM yapar.
7.Bakanlar meclis tarafından seçilir.
8.Vekiller iki yılda bir seçilir.
9.TBMM başkanı icra vekilleri heyetinin de başkanıdır.
Teşkilat-ı Esasiye’nin Özellikleri:
1.Olağan üstü durum için hazırlandığından dolayı geniş kapsamlı değildir.
2.Milli Egemenliği yansıtan ilk siyasi belgedir.
3.Temel hak ve hürriyetlere yer verilmemiştir.
4.23 madde bir ek bölümden oluşur.
5.Yeni devlete işlerlik kazandırdı.
6.Laik bir anayasa değildir.
7.Kuvvet ve yetkinin kaynağı millettir.
8.Meclisin üstünde güç yoktur.
9.En önemli değişikliğini cumhuriyetin ilanı ile gördü.
10.Yeni devletin kurulduğunu belgeledi.
11.TBMM’nin meşruluğunu tanıttı.
12.Amasya Genelgesinden itibaren oluşan ruh resmi hüviyet kazandı.
13.Meclis hükümeti sistemi benimsendi.
14.Milli egemenlik ilkesi yasallaştı.
Teşkilat-ı Esasiye’nin Geç İlan Edilme Sebepleri:
1.Kânun-i Esâsi’nin varlığı.
2.TBMM’nin kendisini tam olarak ispatlayamaması.
3.Yeni bir anayasanın kabulü yeni bir devletin oluştuğunu gösterir ki bu da birliği zedeleyebilirdi.
Büyük Millet Meclisi’ne Karşı Ayaklanmalar
Sebepleri:
1.İşgal devletlerinin işgallerini yerleştirmek istemesi
2.Osmanlı yönetiminin Mustafa Kemal ve arkadaşlarını etkisiz duruma getirmek istemesi
3.TBMM’nin halktan yeni fedakârlıklar istemesi
4.İtilaf devletlerinin milli mücadeleyi iç karışıklıklarla yıpratmak istemesi
5.Osmanlı ordusunun terhis edilmiş olmasından dolayı asayişsizlik olması
6.Bazı Kuva-yı Milliye’cilerin tutarsız davranışları
7.Bazı milli mücadelecilerin tutarsız davranışları
8.Milli mücadele politikasının bazı çıkar çevrelerini rahatsız etmesi
9.Kürtçülük düşüncesi ve Kürtlerin kışkırtılması
10.Azınlıkların emelleri
11.Bazı Kuva-yı Milliye’cilerin düzenli ordunun emrine girmek istemeyişi
1. İstanbul Hükümeti’nce Çıkarılan Ayaklanmalar
Kuva-yı İnzibatiye (Halifelik Ordusu)
Sebepleri:
1.İngilizlerin, milli mücadelecileri Boğazlar çevresine yanaştırmak istememesi
2.İstanbul yönetiminin duyduğu tedirginlikler
Halifelik ordusu denilen isyancı birliğini Süleyman Şefik İngilizlerin istek ve desteği ile hazırladı. Birliğin oluşturulmasında genellikle Enver Paşa’nın ordudan tasfiye ettiği eski subaylar kullanıldı.
Özellikleri:
1.İsyan Adapazarı civarında başladı
2.Çerkez Ethem ve Refet Bele tarafından bastırıldı
3.İsyanın bastırılması sonucunda Kuva-yı İnzibatiye birliğinin çoğu milli mücadele saflarına geçti
Açıklama: Ahmet Anzavur ve Kuva-yı İnzibatiye İsyanlarının başarısız olması İngilizlere; İstanbul hükümetinin isyan düzenleme konusunda başarısız olduğunu gösterdi ki bundan sonra İngilizler kendileri isyan düzenlettirmeye başladılar.
Not: 28 Nisan 1920’de Anadolu’da, padişah adına, asayiş sağlamak için Anadolu Fevkalade Müfettişliği kuruldu.
Ahmet Anzavur Ayaklanması:
Sebep:
1.İngilizlerin, milli mücadelecileri Çanakkale Boğazı çevresine yanaştırmak istemeyişi
2.İstanbul yönetiminin milli mücadeleden duyduğu tedirginlik.
Özellikleri:
1.İsyan Marmara’nın güneyinde Susurluk civarında çıkmıştır.
2.Milli mücadelecilere karşı bölgedeki Çerkezler kışkırtıldı
3.İsyan TBMM açılmadan önce başladı
4.Saltanat yanlısı bir isyandır
5.İsyan önce Çerkez Ethem tarafından bastırıldıysa da; Ahmet Anzavur tekrar isyan çıkardı. Bu isyanı ise Ali Fuat Cebesoy 20 Mayıs 1920’de kesin olarak bastırdı.
2. İstanbul Yönetimi ve İşgalcilerce Çıkarılan İsyanlar
Bozkır-Zeynelabidin İsyanı (27 Eylül - 4 Ekim 1919)
1.Milli mücadeleye karşı çıkan ilk isyandır
2.Padişah taraftarı bir isyandır
3.Konya havalisinde çıkmıştır.
Bolu-Düzce Ayaklanması:
1.12 Nisan 1920’de başladı
2.Çerkez Ethem tarafından bastırıldı
3.Çapanoğulları İsyanı
(15 Mayıs-27 Ağustos 1920)
Özellikleri:
1.Yozgat, Çorum ve Tokat havalisinde etkili oldu
2.Bölgedeki Aleviler de kullanılmak istendi
3.Çerkez Ethem tarafından bastırıldı
4.Delibaş Mehmet-Konya İsyanı (2 Ekim-15 Kasım 1920)
Özellikleri:
1.Halifelik taraftarı bir isyandır
2.Konya ve Isparta’da etkili oldu
3.İsyanın çıkarılmasında İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar etkili oldu
4.Milli kuvvetler karşısında tutunamayan Delibaş Mehmet önce Fransızlara sonra Yunanlılara sığınmıştır.
5.Cemil Çeto İsyanı (17 Haziran 1920):
Özellikleri:
1.Kürtçü bir isyandır.
6.Milli Aşireti İsyanı (8 Haziran 1920):
Özellikleri:
1.Kürtçü bir isyandır
2.Fransızlardan destek almıştır
7.Koçgiri Ayaklanması:
Özellikleri:
1.Kürtçü bir isyandır
2.Kemah ve Divriği’de etkili oldu
3.Bu isyanı II. İnönü Savaşı döneminde kurulmuş olan merkez ordusu bastırdı
8.Ali Batı İsyanı (11 Mayıs -18 Ağustos 1919):
Özelikleri:
1.Kürtçü bir isyandır
2.Diyarbakır’da etkili oldu
3.Ali Batı çatışma esnasında öldürüldü
9.Çopur Musa Ayaklanması:
Özellikleri:
1.İsyan Afyon’da çıktı
2.İsyanın çıkmasında Yunanlıların kışkırtmaları da etkili oldu
3.İsyan Refet Bele tarafından bastırıldı
3. Kuva-yı Milliye’cilerin Çıkardığı Ayaklanmalar
Demirci Mehmet Efe Ayaklanması:
Özellikleri:
1.Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler vermiş olan Mehmet Efe, düzenli ordu kurulurken ilk günlerde düzenli ordunun emrine girmek istemedi
2.Demirci Mehmet Efe ikna edildi ve efeleriyle birlikte düzenli ordunun emrine alındı.
Çerkez Ethem Ayaklanması:
Özellikleri:
1.Yunanlılara karşı başarılı mücadeleler veren ve isyanların bastırılmasında büyük katkıları olan Çerkez Ethem düzenli ordunun emrine girmeyerek isyan etmiştir.
2.Çerkez Ethem, düzenli orduya karşı girdiği mücadelede başarılı olamayınca; 5 Ocak 1921’de Yunanlılara sığınmış; Çerkez Ethem’e bağlı birlikler ise 20 Ocak 1921’de düzenli ordunun emrine girmiştir.
4. Azınlıkların Çıkardığı İsyanlar
Sebepleri:
1.Osmanlı’dan toprak koparma düşüncesi
2.Emellerinin olduğu bölgelerde çoğunluk olma düşüncesi ile, Türk milletini yıldırarak, bölgeden kaçırma
3.İşlerini kolaylaştırma düşüncesi ile işgallere zemin hazırlama
4.İşgal devletlerinin kışkırtmaları
Ermeni isyanları Gümrü ve Ankara Antlaşmaları ile bitirilirken; Karadeniz’deki Rum isyanları Şubat 1923’e kadar devam etti.
TBMM’nin İsyanlara Karşı Aldığı Önlemler:
1.İstanbul ile ilişkiler kesildi
2.İstanbul hükümetinin icraatları yok sayıldı
3.İstanbul’un halkı milli mücadelecilere karşı kışkırtmak için yayınladığı fetvalara karşı; Ankara müftüsü Rıfat Börekçi fetvayayınladı
4.Damat Ferit Paşa vatan haini kabul edildi
5.29 Nisan 1920’de Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı
6.18 Eylül 1920’de İstiklal Mahkemeleri kuruldu
7.İsyanlara karşı Kuva-yı Milliye’, merkez ordusu ve düzenli ordu kullanıldı
İsyanların Sonuçları:
1.Anadolu daha fazla işgal altında kaldı
2.Milli mücadelenin başarıya ulaşması gecikti
3.Yunanlılar Anadolu’da daha fazla ilerledi
4.Kardeşkanı akıtıldı
5.Anadolu birliği zedelendi
6.Ekonomik zayiatlar oldu
7.İsyanları bastıran TBMM’nin otoritesi arttı
Açıklamalar:
1.İsyanları kışkırtanlar ve çıkaranlar kutsal değerleri kullandılar
2.Padişaha bağlılık, milli mücadeleyi halka kötü gösterdi
3.Asker kaçaklarının bir kısmı isyanların insan gücünü oluşturdu
4.Yunan ordusu dahî bazı dönemlerde halifelik ordusu olarak tanıtıldı
5.İsyanların bastırılmasında TBMM’nin güçler birliği ilkesi etkili oldu
6.TBMM’ye karşı çıkarılan isyanlarda İstanbul yönetimi Milli Egemenliği; İşgalciler Milli Bağımsızlığı hedef almıştır.
7.Milli Aşireti TBMM açılana kadar milli mücadele taraftarıydı
8.Mayıs 1919’da başlayan isyanlar 1921 yılı sonlarına kadar devam etti.
Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920)
Antlaşmanın Geç İmzalanmasının Sebepleri:
1.Mondros Mütarekesinin kalıcı hükümler içermesi.
2.Osmanlı’yı paylaşmak isteyen devletlerin çıkar çatışmasına girmesi
3.İşgalcilerin iç isyanlar ve Yunan işgalinin sonucunu beklemesi
4.Kurtuluş Savaşının başlamış olması
5.Yunanlıların İzmir’i işgal etmesinin paylaşım planlarını değiştirmesi.
· İtilaf devletlerine göre Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşma, Türk halkını kısmen rahatlatır ve Mustafa Kemal’den koparırdı.
· Yunan güçleri, 22 Haziran 1920’de, imzalanacak olan antlaşmanın kabulüne zemin hazırlamak için, Milne Hattını aşarak; Bursa-Uşak çizgisinde harekete geçti. Yunanlılar 20 Temmuz 1920’de Doğu Trakya’yı işgal ettiler.
· 3 Kasım 1919’da İngilizler tarafından Yunanlıların güvenliğinin sağlanması ve Yunan işgalinin yerleşmesi için, İzmir, Aydın, Manisa’nın bir kısmı, Soma ve Ayvalık’ın bir kısmını Yunan işgali altında bırakacak şekilde çizilen ve Yunanlıların ve Kuva-yı Milliye’nin karşılıklı olarak geçmesi yasaklanan hatta Milne Hattı denilir.
· Bu gelişmeler üzerine Saltanat Şurası meseleyi görüşmek üzere 22 Temmuz 1920’de toplandı. Yapılan şurada Rıza Paşa hariç tüm üyeler Sevr Antlaşması’nın imzalanması yönünde kararını bildirdi. Saltanat Şurası’nın Sevr Antlaşması’nı imzalamak istemesinde Bursa ve Doğu Trakya’nın işgal edilmesi etkili oldu.
· Antlaşmanın maddelerini hafifletmek için Damat Ferit Paşa Fransa’daki Sevr kasabasına gittiyse de etkili olamadı.
· Sevr Antlaşması’nı imzalamak için Rıza Tevfik, Reşat Halis ve Hadi Paşa’dan oluşan grup Fransa’ya gönderildi.
· İşgalci devletler Sevr Antlaşması’nın imzalanması ile Şark Meselesinin hallolacağına inanıyordu.
· TBMM, Sevr Antlaşmasını tanımadığı gibi; 19 Ağustos 1920’de aldığı kararla, antlaşmayı imzalayanları vatan haini kabul etti. Türk milletinin bu antlaşmaya cevabı ise kurtuluş savaşı oldu. Halk bu durum karşısında milli mücadelenin gereğini daha iyi anladı.
· Padişah, Sevr Antlaşması’nın imzalanmasını kabul etmekle hukuka ve milli iradeye aykırı davranmıştır. Çünkü Kânun-i Esâsi’ye göre bir antlaşmanın imzalanabilmesi için Meclis-i Me’busan’ın onayının alınması gerekir.
· Sevr Antlaşması bu yönüyle hukuka aykırı olduğu gibi; Meclis-i Me’busan’ın aldığı Misak-ı Milli kararları ile çeliştiği için milli iradeye de aykırıdır.
· Türklerin çoğunlukta olduğu Anadolu’yu böldüğü için evrensel beyannamelere de (Fransız İhtilali’nin yaydığı fikirler ve Wilson Prensipleri) aykırıdır.
Sevr Antlaşması’nın İçeriği:
1.Osmanlı ülkesi; Giresun, Ordu, Samsun, Tokat, Çorum, Amasya, Sinop, Kastamonu, Çankırı, Ankara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Bilecik, İstanbul ve Kayseri’nin doğusu ile sınırlı kalıyordu.
2. Boğazlar, her zaman bütün devletlerin gemilerine açık tutulacak; Türklerin hiç bir etkisinin bulunmadığı, kendine has polis gücü, bütçesi ve bayrağı olan bir komisyon tarafından yönetilecek. (İlk defa boğazların yönetimi için komisyon kurulması kararı verilmiştir. Bu madde İstanbul’u güvenliksiz hale getirmiştir).
3.Midye-Büyük Çekmece hattının batısı ve İzmir dâhil Batı Anadolu Yunanistan’a verilecek
4.Doğu Anadolu’da sınırları Wilson tarafından çizilecek ve Karadeniz ile Akdeniz’e çıkışı olan bir Ermeni devleti kurulacaktır.
5.Doğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurulacaktır.
6.Antalya ve Konya havalisi İç Batı Anadolu’nun içlerine kadar İtalyanlara verilecektir.
7.Mardin, Urfa, Antep, Adana, Malatya ve Sivas dolaylarını birleştiren bölge ve Suriye Fransa’ya verilecektir.
8.Hicaz hariç olmak üzere Arabistan ve Musul İngiltere’ye verilecektir.
9.Rodos ve On İki Ada İtalya’ya; Ege Adaları Yunanistan’a verilecektir.
10. Brest-Litovsk Antlaşması tanınmayacaktır.
11.Osmanlı ordusunun mevcudu 50.700’ü geçmeyecek; askerlik mecburi olmaktan çıkarılacak, deniz gücü 13 ufak gemiyi geçmeyecek, orduda tank, ağır makineli tüfek, top ve uçak bulunmayacaktır.
12.Osmanlı maliyesini işgalcilerin oluşturacağı bir komisyon düzenleyecektir.
13.Kapitülasyonlar genişletilerek bütün devletlere verilecektir.
14.Azınlık hakları artırılacak; azınlık haklarının garantisi için bir komisyon kurulacaktır.
15.Osmanlı savaş tazminatı ödeyecektir.
Antlaşmanın Önemi:
1.Osmanlı Devleti sömürge durumuna getirildi
2.İşgalciler şark meselesini hallettiklerine inandı
3.Halkın direnme gücü kamçılandı
4.Türk milleti İstanbul yönetimine ve İngilizlerle güvenilemeyeceğini bir defa daha anladı.
5.Azınlıklar emellerine ulaştığını zannetti.
Açıklamalar:
1.Osmanlı yönetimine göre Sevr Antlaşması tamamen yok olmaktan daha iyiydi
2.Bu antlaşma Ayestefanos Antlaşması gibi geçersiz ve uygulanmayan bir antlaşmadır.
Sevr Barış Antlaşması’na Karşı Tepkiler
· TBMM, Sevr Antlaşması daha imzalanmadan Türk topraklarının parçalanmasına razı olmayacağını tüm dünyaya ila etti.
· TBMM’nin amacı; Misak-ı Milli’yi kabul ettirmekti.
· TBMM, 19 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması’nı imzalayanları ve onaylayanları vatan haini olarak kabul ettiğini duyurdu.
· Sevr Antlaşması, Türk milletini umutsuzluğa sürüklemedi. Aksine azim ve karalılığını artırdı.
Mustafa Gürsoy
Mustafa Gürsoy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder